Haber

Fatih Erbakan: “31 Mart Yerel Seçimlerinde AK Parti ile herhangi bir ittifakta yer almama kararı aldık.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan; 31 Mart yerel seçimlerinde herhangi bir ittifakta yer almayacaklarını, partisinin Ankara, İstanbul ve İzmir’de kendi adaylarını çıkaracağını açıkladı. Erbakan, “İttifak olacaksa, birlik olacaksa, teklif yapılmışsa orta yol bulunmalıydı, her iki taraf da fedakarlık yapmalı, adil ve makul çerçevede anlaşmaya varılmalıydı. Ancak yapılan 5 toplantıda da muhataplarımızdan böyle bir yaklaşım görmediğimizi belirtmek isterim. Neler başarıldı.” Gelinen noktada tüm bu nedenlerden dolayı 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti ile herhangi bir ittifaka girmeme ve Yeniden Refah Partimizin Ankara, İstanbul ve İzmir’de kendi adaylarını gösterme kararı aldık. Önümüzdeki cumartesi Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediye başkan adaylarımızı tanıtacağız. “10 Şubat’ta Ankara Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştireceğimiz aday tanıtım programımızda duyuracağız” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçimlerde ittifak kararını bugün partinin genel merkez binasında açıkladı. Erbakan, 31 Mart yerel seçimlerinde AKP ile ittifak yapmayacaklarını açıkladı. Erbakan şunları söyledi:

“YENİDEN REFAH PARTİMİZİN ÜYE SAYISI BU SABAH İTİBARIYLA 411 BİN 300’E ULAŞTI”

“Bu sabah itibarıyla Yeniden Refah Partimizin üye sayısı 411 bin 300’e ulaştı. Söylemesi kolay, üye sayımız beş ayda 365 binden 411’e çıktı. Yani 150 bin artış oldu. Yargıtay’ın açıkladığı resmi rakamlara göre beş ayda bin üye sayısı geçen yılın en yüksek rakamı.” Üye sayısını artıran ve en hızlı büyüyen parti Yeniden Refah Partimiz oldu. 31 Mart seçimlerine 500 bin üyeyle girerek yerel yönetimlerde Yeniden Refah hükümetini sağlayacağız.

Önce 31 Mart’ta yerel yönetimlerde milli görüş iktidarını, sonra da inşallah 2028 seçimlerinde milli görüş iktidarını hayata geçireceğiz. Aziz milletimizi ve tüm mazlumları, milli vizyon ve refahla maddi ve manevi sıkıntılarından kurtaracağımızı ümit ediyorum. Refah’ın 31 Mart zaferi neden önemli? Ahlaki belediyeciliğin kurulması açısından önemlidir. Milletimizi milli vizyonlu belediyecilikle yeniden buluşturmak önemli. Bu efsane 89 ve 94’ün ruhunun yeniden canlanması açısından önemli. Belediye başkanlarının, belediye başkanlığını bir ticaret yeri değil, ibadet yeri olarak görmesi önemli. İnşallah bu belediye başkanlarıyla birlikte 89 ve 94’ün destanını yeniden yazacağız.

MİLLİ GÖRÜŞ SADECE 85 MİLYON DEĞİL; “8 MİLYAR İNSANIN KURTARILMASI İÇİN ÇIKMIŞ BİR HAREKETTİR”

Yeniden Refah Partisi’nin 31 Mart 2024’teki başarısının bir diğer önemi ise 31 Mart’tan zaferle çıkan Yeniden Refah Partisi’nin 2028 seçimlerine en güçlü parti olarak girecek olmasıdır. Peki 2028 hükümeti neden değerli? Yıllık 1.25 trilyon liralık faiz ödemesinden kurtulmak değerli. Yıllık 2.65 trilyon liralık bütçe açığından, yani borçtan kurtulmak adına kıymetli. 10 milyonluk işsizler ordusuna iş imkânı sağlaması açısından değerli. Açlığın maliyetinin yarısı kadar bir maaşla geçinmeye çalışan milyonlarca emeklinin ve dar gelirlinin kurtuluşu açısından değerli. Borç, faiz, artış ve vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomik modele geçilmesi önemlidir. Para toplayarak, vergi yoluyla borçlanarak, devlet malını satarak, millete yük koyarak kaynak üreten değil; Zamsız, vergisiz, borçsuz, milli kaynak paketiyle kaynak üreten bir hükümetin kurulması açısından değerlidir. 2028’de Yeniden Refah’ın gücü ve milli kanaatin gücü neden değerli? Her zaman söylediğimiz gibi ahlaki ve manevi kalitesi yüksek nesiller yetiştirmek değerlidir.

Yüzyılın vahşeti olan Gazze’deki soykırımı anlatan, somut adımlar atan, yaptırım uygulayan bir hükümetin kurulması açısından önemli. 2028’de Yeniden Refah iktidarı, sadece Türkiye’nin kurtuluşu için değil, adil bir dünyanın kurulması ve ‘Dünya bizden büyüktür’ söyleminin önüne geçmek için gerekli olan D-60 adımının atılması açısından da değerlidir. Kelimelerde kalandan 5′. Çünkü milli kanaat sadece 85 milyonunki değil; 8 milyar insanın kurtuluşu için yola çıkmış bir harekettir.

14 MAYIS SEÇİMLERİ İÇİN HAZIRLADIĞIMIZ ANLAŞMA METNİ İLE İLGİLİ HİÇBİR olumlu gelişme yaşanmadı. Aslında tam tersine ne yazık ki SÖZLEŞME METNİNDE yazılanların tam tersi YAYINLANMIŞ VE TERS EYLEM YAPILMIŞTIR.”

14 Mayıs 2023 seçimlerinde Refah Partisi olarak Cumhur İttifakı’nda kendi amblemimizle yer aldık. Cumhur İttifakı’na katılmamızın temel nedeni, ülkemizin ve milletimizin refahını ve geleceğini düşünmemizdi. O dönemde milletimizin bizden beklenti ve taleplerinin büyük çoğunluğu da bu yöndeydi. Bütün bunları dikkate aldığımızda kendi niyetlerimizin bir kısmını bir kenara bırakıp, ülkemiz ve milletimiz için mutabakat metnimizi ortaya koyduk ve temel ilkelerimizden taviz vermeden Cumhur İttifakı’nda yer aldık.

Hepinizin bildiği gibi o dönemde Cumhurbaşkanlığı adaylığımızı açıklamış olmamıza rağmen Cumhurbaşkanlığı adaylığından Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı Adayı Sayın Erdoğan lehine çekilmiştik. Tüm milletimizin yararına olacak anlaşma metnimizi ortaya koyduk. Bunun dışında herhangi bir talep ve beklentimiz olmadı ve bu mutabakat zaptı sayesinde ilkelerimizin arkasında olduğumuzu ve taviz vermeyeceğimizi gösterdik. Ancak aradan 8-9 ay geçmesine rağmen, 14 Mayıs seçimleri için ortaya koyduğumuz mutabakat zaptı konusunda olumlu bir gelişme yaşanmadığını üzüntüyle ifade ediyoruz. Tam tersine ne yazık ki mutabakat zaptında yazılanların tam tersi ortaya atıldı ve ona aykırı işlemler yapıldı. İşte 2024 bütçesi… 2024 bütçesi, tıpkı önceki bütçeler gibi borç ve faiz bütçesi olarak ortaya çıktı. Emeklilerin ve milyonlarca dar gelirlinin mevcut durumu mutabakat zaptımıza uyulmadığının en önemli göstergesidir ve yine seçimden bu yana yağan zamlar ve vergi artışları bunların hiçbiri 14 Mayıs’taki mutabakat zaptımıza uyuyoruz.

“İktidardakiler GAZZE KONUSUNDA TOPLANTI YAPMAK VE NOKTADA KONUŞMAK DIŞINDA HERHANGİ BİR SONUÇ HAREKETE GEÇMEDİ”

Bir diğer önemli konu ise hükümetin Gazze konusunda yetki ve sorumluluğunun gerektirdiği adımları atmamış olmasıdır. Bunun altını çiziyorum çünkü tarihe not düşülmesi gereken önemli bir konu. Hangi adım atılacak? İsrail’in Ankara Büyükelçisinin sınır dışı edilmesi, Tel Aviv’deki büyükelçimizin geri çağrılması, İsrail’e ihracatın tamamen durdurulması ve yasaklanması, ticaretin tamamen durdurulması, İsrail’e istihbarat sağlayan Malatya Kürecik Radar Üssü’nün kapatılması İsrail’in korunması amacıyla bizim topraklarımızda kurulmuştur. Ne yazık ki bu dönemde bu tür adımlar atılmadı ve aralarında kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların da bulunduğu 30 bin insanımız katledildi. İktidarın bu noktada miting yapmak, konuşmak dışında somut bir adım atmadığını üzülerek ifade ediyoruz.

“MİLLETİMİZ REFAH PARTİMİZİN BU SEÇİMLERDE İTTİFAK KURMASINI İSTEMİYOR”

Bu gerçek, 31 Mart seçimlerine ilişkin ittifak kararımızın şekillenmesinde rol oynayan çok önemli bir konudur. Ancak tüm bunlara rağmen biz Refah Partisi olarak bu seçimlerde ittifak yapılması halinde İstanbul’un CHP zihniyetinden geri alınmasına vesile olabileceğini düşündük. Bu birlikteliğin etkisiyle hükümetin icraatlarında olumlu bir değişiklik yapılabilir mi, iyi bir şeyler yapılabilir mi düşüncesiyle hareket ettik ve toptan reddiyeci bir yaklaşıma girmedik. Ancak bu noktada müzakere sürecinde şu beş neden ortaya çıktı, gördük ki bu seçimin 14 Mayıs’tan ciddi bir farkı vardı. Nedir bu fark? Milletimiz bu seçimlerde Refah Partimizin ittifak yapmasını istemiyor. Ancak milletimiz, 14 Mayıs’ta Yeniden Refah Partisi’nin kritik şartlarda fedakarlık yaparak ittifakta yer almasını istedi. İstemediğini nereden biliyorsun? Kuruluşlarımızın üye sayısı 150 binin üzerine çıktı, yani istifaları da hesaba katarsak 180 bin 200 bin yeni üye kayıt altına alındı. 200 bin üye kaydetmek için 2 milyon kişiyle uğraşıyorsunuz… 81 ilde gece gündüz bu üyeleri kaydederken, 900’den fazla ilçe teşkilatı, sahada 100 bin örgüt mensubu, 2 milyondan fazla kişiyle muhatap oldular, ve bu insanlar hangi kesimden olursa olsun ‘Hayır, geçen seçimde doğru olanı yaptınız ama bu seçimde ittifak yapmayın’ dediler. Oy vermek için alternatifler arıyoruz, adaylarınızı tüm seçim bölgelerinde aday gösteriyoruz. ‘Size oy vermek istiyoruz’ dediler.

İKİNCİ NEDEN: KURULUŞLARIMIZ BU İTTİFAKTA OLMAMIZI İSTEMİYOR”

Önceliğimiz aziz milletimizin bizden beklentileridir. Biz yola çıktığımızda bunu açıkça ifade ettik. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde milletimizin bizden beklentilerini dikkate alarak Cumhur İttifakında yer aldık. Ancak bu seçimde milletimiz ittifak içinde olmamızı istemiyor. İkinci sebep ise örgütlerimizin bu ittifakta yer almamızı istememesidir. Evet, önceki seçimde örgütlerimizin yüzde 60’ı istemiyordu; Ülkemiz ve milletimiz için böyle bir adım attık ama bu seçimde örgütün yüzde 95’i istemiyor. Peki ya bu fedakar kuruluşların motivasyonu, talepleri ve beklentileri bizim için değerli olmayacaksa?

“KARŞI BLOKTA BÖYLE BİR İTTİFAK, BÖYLE BİR İTTİFAK YOKSA BU TARAFTA BİR İTTİFAK OLUŞMASI ÇOK CİDDİ BİR ÖNEM DEĞİLDİR.”

Üçüncü önemli bir konu; Yine Refah Partisi olarak bu seçimleri 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi beka seçimi olarak görmüyoruz. Belediye başkanlarının yetki ve sorumluluklarının çerçevesi kanunla çizilmiş olup, belediye başkanının eylemleri nedeniyle ‘ülke kontrolü kaybediyor’ demek gerçek bir yaklaşım değildir. Bir belediye başkanı kanunları değiştiremez, anayasayı değiştiremez, Kıbrıs konusunda taviz veremez, Güneydoğu konusunda taviz veremez, askerlerimizi alıp savaşa sokamaz. Belediye başkanının yetki ve sorumlulukları bellidir. Bu nedenle hayatta kalma sorunu yoktur. Bugün bizim birinci önceliğimiz ve tüm tarafların birinci önceliği olması gereken belediyelerde bugüne kadar yapılan yanlışların düzeltilmesi, milletimizin şikâyetlerinin giderilmesi ve yeni bir belediyecilik anlayışının getirilmesidir.

Bağımsız bir siyasi parti olarak bu seçimde ilk belediyelerimizi kazanmayı ve kendi belediyecilik anlayışımızı uygulamayı hedefliyoruz; Milletimize kendimizi göstermek, milletimizin acısına derman olmak istiyorum. Seçimlere kendi adaylarımızla girip, hayatta kalma olarak görmediğimiz bir seçimde gücümüzü göstermek istiyorum. Bu her siyasi partinin en doğal hakkıdır. Bu noktada dördüncü önemli bir konuya değinelim; 14 Mayıs seçimlerindeki muhalif blok bu seçimlere ittifak olarak girmiyor. Hepsi kendi adaylarıyla bağımsız olarak giriyorlar. Karşı blokta böyle bir dayanışma ve ittifak yoksa bu tarafta ittifak yapmanın çok da önemi yok.

“REFAH PARTİMİZİN ARTIK ANKARA, İSTANBUL VE İZMİR’DE KENDİ ADAYLARINI OLMASINA KARAR VERDİK”

Beşinci konu: Partimiz ile AK Parti yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde AK Parti heyetinin partimize ve bize adil ve istikrarlı bir teklifle gelmediğini gördük. Bütün bu ilişkilere ve nedenlere rağmen masayı bozan taraf olmak istemedik. Önyargılı bir anlayışa sahip değildik, bu teklifi ve görüşme talebini iyi niyetle kabul ettik. Bu görüşmeleri yaptık ama adil ve istikrarlı bir teklifle karşılaşmadığımızı belirtmek isterim. Biz İstanbul ve Ankara’da değişim ve dönüşüm istediğimiz için İstanbul ve Ankara’nın CHP zihniyetinden geri alınmasını istiyoruz. Dolayısıyla Yeniden Refah Partisi’nin atacağı adımların yanı sıra AK Parti’nin de adil ve makul çerçevede adım atmasını beklemek hem siyasi olarak hem de adalet meselesi olarak doğaldır. İttifak ya da birlik olacaksa, teklif yapılacaksa orta yolun bulunması, her iki tarafın da bazı fedakarlıklar yapması, adil ve makul bir çerçevede anlaşmaya varılması gerekiyordu. Ancak yapılan beş toplantıda da muhataplarımızdan böyle bir yaklaşım görmediğimizi belirtmek isterim.

Gelinen noktada tüm bu nedenlerden dolayı 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti ile herhangi bir ittifaka girmeme ve Ankara, İstanbul ve İzmir’de kendi adaylarını çıkarmak üzere Yeniden Refah Partimizi aday gösterme kararı aldık. “Önümüzdeki 10 Şubat Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştireceğimiz aday tanıtım programımızda Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediye başkan adaylarımızı açıklayacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu